23 Nisan 2009 Perşembe

Nba Playoff 09 1.Tur 2.Maçların Ardından

İlk iki maçlar sonunda en ilginç istatistik sene boyunca playoff'ta saha avantajını yakalamak için uğraşan ve bunu başaran 8 takımdan 5'inin saha avantajını kaybetmeleri oldu. Takımlar playoff'ların kurtlar sofrası olduğu gerçeğini herkese bir kez daha göstediler. Bir anlık rehavetlerin bile takımların başlarına büyük işler açtığı maçlar izledik. Serilerin en kritik maçları olan 3.maçlar öncesi durumlar şöyle oluştu.
Boston Celtics: 1 - Chicago Bulls: 1

Takımlar izleyenlere iki müthiş maç sundular. Derrick Rose müthiş performans gösterdiği ilk maçı kazanmasını bilen Chicago ikinci maç için Ben Gordon'ın 42 sayılık müthis performansı yeterli olmadı. İlk maçta sahada varlığı takıma zarar veren bir oyun oynayan Ray Allen tahminimizde olduğu gibi ikinci maçta kendini bularak gerçek kimliğini sahaya koyarak Boston adına maçı getiren oyuncu oldu. Garnett'in sakatlığında ilk beşte başlayan Glen Davis fena sayılmayacak bir performans sergiliyor. İki maçta 22 sayı, 6 ribauntluk ortalama ile %50 saha içi isabeti bulan oyuncu yinede Garnett'in yokluğunu tek bu şekilde dolduramayacağı aşikar Garnett'in liderlik vasıflarını ve savunmadaki mükemmel oyununu onun potansiyelindeki bir oyuncunun göstermesi çok zor. Bu eksikleri gidermek görevi Paul Pierce'e kaldı ama ilk iki maç sonunda beklenen performansı bir türlü sahaya yansıtamadı. %40 saha içi isabeti oynayan Pierce özellikle kritik zamanlarda kullandığı kötü toplarla yüzdelerini çok düşürdü. Özellikle ilk maçta Ray Allen'ın berbat performansı sonunda takım onun eline baktı, o topları daha iyi kullanabilseydi Boston 3. maça 2-0'lık bir avantajla başlaması içten bile değildi. Chicago adına seride en kritik anlarda yaptığı hatalarla saç baş yolduran oyuncu Joakim Noah oldu. İlk maçta Normal sürenin bitimine 3 saniye kala Chicago 1 sayı önde iken yaptığı gereksiz faulle Paul Pierce'in serbest atış çizgisine göndererek maçı Boston'a hediye etmişti ama Paul Pierce atışlardan birini sayıya çeviremeyerek cezayı kesemedi ve maç uzatmaya gitti. İkinci maçta ise Noah ve Chicago o kadar şanslı değildi. Hemen hemen aynı bölgeden yine bitime üç saniye kala Ray Allen'a yaptığı kötü savunma ile üçlük atma imkanı vererek Boston maçı hediye eden oyuncu oldu. Müthiş bir maç geçiren Allen'da Pierce gibi insaflı çıkmadı anında cezayı kesip maçı Boston'ın kazanmasını sağladı. Ben Paul Pierce'in üçüncü maçta gerçek kimliğini bulup Boston'un yeniden saha avantajını elde edecek takım olacağını tahmin ediyorum. Mükemmel bir seri olduğunuda söylemeden geçemeyecem. İlk turdaki favori serim diyebilirim.
Cleveland Caveliers: 2 - Detroit Pistons: 0
Güç dengesinin iki takım arasındaki en fazla olduğu seri rahatlıkla diyebiliriz. Detroit keşke playoff'a kalmasaydık diye düşünmeye başlamıştır. Lebron James ve arkadaşları müthiş performanslarına devam ediyor. Serideki iki maçta da ilk yarıdan farkı yakalayan Cleveland maçın ikinci yarılarında çok rahat bir oyun sergiledi. Serinin en kritik maçı üçüncü maç eğer Detroit kaybederse durum 3-0'a gelecek. Nba tarihinde benim bildiğim 3-0 gelip seriyi kazanan takım yok, zaten Detroit'in de onu yapacak gücü de yok. Detroit müthiş savunma yapan rakibi karşısında iki maçta sadece 2 çeyrek 20 sayının üzerinde bir sayı atmayı başardı. Bunlardan biri de bana göre sayılmaz, son maçta son periyot öncesi 27 sayılık bir fark yakalayan Cleveland karşısında 32 sayı bulmayı başardılar. Başarı denmez ama Cleveland karşısında onlar için bir çeyrekte 32 sayı bulmak onlar için başarıdır. Tüm olumsuzlukların yanına Lebron James'in iki maçta ortalama 33,5 sayı, 10,5 ribaunt, 6,5 asistlik müthiş performansı eklenince seri Detroit adına iyice kabusa dönüşüyor. Tekrarlıyorum Cleveland seride 4-0 ile süpürecek gibi duruyor.
Orlando Magic: 1 - Philadelhia Sixers: 1
Saha avantıjını rakibine kaptıran takımlardan biri de Orlando oldu. Hidayet ve Lewis'in sakatlıktan yeni çıkmasından dolayı ilk maçta yeterli verimi almayan ve maçı kaybeden Orlando bu iki oyuncunun iki maçtaki daha iyi oyunları ve çaylak Courtney Lee'in ilk maçtaki güzel oyununun üzerine koyup bu maçta daha iyi oyun ortaya çıkmasıyla maçı kazanıp seriyi 1-1'e getirmeyi başardı. İlk maçta çok iyi performans ortaya koyan Dwight Howard karşısında Philadelhia ikili sıkıştırmalarla bu maçta onu çok daha tutmayı bildiler. İkili sıkıştırmalar sonucu istediği oyunu bir türlü sahaya koyamayan Howard sinirlenip erken faul problemlerine girince sadece 30 dakika sahada kalabildi. Bu ikili sıkıştırmalarda topu arkadaşlarına daha iyi servis etmeyi başarmış olsa hem kendi oyununu çok daha yukarıları taşıyacak hemde takımını şampiyonluk adına çok daha şanşlı hale getirecek ama ne diyelim her güzelin bir kusuru vardır. Philadelhia'da ise ilk maçın iyi oyuncularından olan oyun kurucu Andre Miller maça mükemmel bir başlangıç yaptı. Maçın başlamasıyla Rafael Alston kötü savunmasından yararlanarak bulduğu 13 sayı ile takımını 7 sayı öne çıkardı. Bu dakikadan sonra Orlando Coach'u Sten Van Gundy oyuna hamle yaparak Andre Miller'ı Courtney Lee ile savunmaya başladı. Gayet mantıklı bu hamle sonucunda Lee, Miller'ı zor atışlara zorladı ve Orlando'nun 11-2'lik bir seri yakalamasını sağlayarak takımın öne fırlattı. Üstünlüğü ele Orlando ikinci periyot biraz daha farkı açtı ve ilk maçta çıkardığı derslerle maçın sonuna kadar farkı korumayı bildi. Serinin üçüncü ve dördüncü maçları belirleyici olacaktır. En az birini kesin kazanması gereken takım olan Orlando, çok zorlanacaktır. Maçları hiç bir zaman son anına kadar bırakmayan bir takım olan Philadelhia seriyi de son ana kadar bırakmaz.
Atlanta Hawks: 1 - Miami Heat: 1
Seriye müthiş başlayan ve ilk maçta rakibini perişan ederek maçı kazanan Atlanta, ikinci maçta ilk maçtaki oyunundan çok uzak bir performans gösterince maçı yitirip ev sahibi avantajını yitiren takımlardan biri oldu. Serinin başında beri söylediğimiz şey Jermanie O'Neal ve Miami'de diğer oyuncuların göstereceği pota altındaki performansları seride belirleyici etken olacaktı. Wade sayesinde potanın uzağında çok güçlü bir takım olan Miami, pota altındaki sorunlarını çözdüğü maçlarda çok farklı bir takım görüntüsüne bürünüyor. 1. ve 2. maçta aradaki farkta bundan ibaretti. İlk maçta pota altında adeta Josh Smith ile adeta smaç şov yapan Atlanta ilk maçı 26 sayı farkla kazandığı rakibi karşısında aynı fırsatları bulamayınca 15 sayıyla yenilmekten kurturamadı. İlk maçta sezon ortalamasının hayli altında kalan Wade bu maçtaki 33 sayısı ile takımına liderlik yapmayı bildi. İlk maçta rakibi karşında 15 daha az ribaund alan Miami, ikinci maçta 7 tane daha fazla ribaunt alarak maçın kilidini açmış oldu. Aslında Atlanta'da değişen çok fazla bir şey yoktu, Miami çok farklı ve üstün oyun sergilediler. Hucümda takım tam günündeydi ilginç bir istatistikte ilk maçta %36,6 saha içi isabet yüzdesiyle oynayan takım, ikinci maç bu yüzdeyi %55,6'ya çıkarmayı başardı. Bundan sonra bence bu seride bu kadar farklı sonuçlar ortaya çıkmayacaktır. Başa baş geçecek maçlar bekliyorum. İkinci maçtaki performans Miami için Wade dışında fazlasıyla ekstra bir performanstı her zaman bu performansı ortaya koymaları çok zor. Atlanta saha avantajını rakibine kaptırmasına rağmen seride hala benim favorimdir.
San Antonio Spurs: 1 - Dallas Mavericks: 1
İkinci maçta çok kararlı bir San Antonio vardı sahada ve maçı çok rahat kazanmasını bildiler. Özellikle Fransız oyun kurucu mevzuya Fransız kalmayıp ürettiği 38 sayının yanına 8 asist'te ekleyerek takımının ürettiği 105 sayının 56'in direk katkısı olarak harika bir gece geçirdi. Parker bunu istatistikleri sadece 32 dakikada yaptı bu da demek oluyorki onun sahada olduğu dakikalarda San Antonio'nun basketlerinin en azında % 80'i de onun kullandığı veya onun yarattığı pozisyonlarda olduğu ortaya çıkıyor. Tim Duncan'ın 13 sayıda kaldığı gecede bu hadikapı Tony Parker'ın bu müthiş performansı yanında ilk maçta yokları oynayan Drew Gooden ve Matt Bonner'ın güzel oyunu ile aşmayı bildi. Dallas'ta ise bütün oyuncular ilk maçtaki performasının altında kalınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu ve 19 sayılık farkla ağır bir mağlubiyet aldılar. San Antonio'nun ilk maça oranla savunma dirençini çok yukarılar çekmesinde sebeple ilk maçta %53,5 şut isabeti oynayan Dallas İkinci maçta %40'ta kaldı. İki maç arasındaki ilginç bir istatistik daha vermek gerekirse ilk maçta 39 - 35 Dallas lehine olan Ribaunt üstünlüğünün, ikinci maç 44 - 28'le San Antonio adına bozulmasıydı. Maçı 3. periyot koparmayı başaran San Antonio rahat bir galibiyetle seride durumu 1-1'e getirdi ama Dallas'ın evinde oynanacak maçlardan en az birini kazanması zorunluğu devam ediyor. Dallas evinde iyi basketbol oynayan bir takım San Antonio'nun işi çok zor. Bence ilk maçı kendi evlerinde kaybedip saha avantajını rakiplerine kaptırdıkları zaman bence turuda kaybettiler. Dallas hala serinin favorisidir.
Los Angeles Lakers: 2 - Utah Jazz: 0
Saha avantajını Utah Jazz gibi önemli bir rakip karşısında korumayı başaran Şampiyonluk adaylarından Lakers seride deplasman maçlarına başlıyor. Lakers için Utah deplasmanı hiç kolay olmayacaktır. İki takım Lakers'ın evinde birbirlerinin fotokopisi gibi iki maç oynadılar. İki maçında senaryosunu ilk yarıda farkı açan bir Lakers karşısında ikinci yarıda direnen rakibini yakalamaya çalışan ama nefesi yetmeyen bir Utah olarak yazabiliriz. Mehmet Okur'un yokluğunda rakibine Carlos Boozer ve Deron Williams'la direnmeye çalışan Utah, Kobe Bryant ve Pau Gasol'un müthiş oyunlarına yanına benchten Lamar Odom yaptığı katkılara bir türlü önlem alamayınca bu skorlar ortaya çıkması doğal bir sonuç olarak karşımıza çıktı. Utah'ın evinde oynanacak maçlarda senaryo bence farklı olacaktır. Nba'in evinde en iyi takımlarından biri olan Utah sezon içerisinde Lakers'la Salt Lake City'de oynadığı tek maçı kazanmayı bilmişti. O maçta Carlos Boozer sahada yokken Mehmet Okur sahaydı şimdi tam tersi olacak gibi. Mehmet Okur'un ufakta olsa bir oynama ihtimali olmasına karşın sakatlıktan döneceği ilk maçta nasıl bir performans göstereceği merak konusu. Biz Memo'yu yok diye sayarsak Paul Millsap'in göstereceği performans çok önem kazanıyor. İyi bir savunmacı olarak bilinmeyen Carlos Boozer savunma yapmaya karar verir, Millsap önemli katkılar verirse Utah'ta Deron Williams normal oyununu oynarsa dahi ibre Utah'a dönebilir. Gerçi Şampiyonluğa kilitlenmiş Lakers karşısında işleri çok zor olsada maçı son ana kadar bırakmazlar. Utah evinde oynanacak iki maçta da galip son saniyelerde belli olur. Benim tahminim birini son saniyede de olsa Kobe faktörüyle Lakers'ın kazanacağı yönünde olacak.
Portland Trail Blazzers: 1 - Houston Rockets: 1
İlk maçta rakibini farklı geçen Houston, Portland'ta Brandon Roy'u fazlasıyla kızdırmış olacak ki ikinci maçta Brandon Roy tek başına maçı Portland'a getiren oyuncu oldu. Baştan sona çekişme içinde geçen maçta sadece üçüncü periyotta belirli kopmalar oldu ama iki takımda birbirine çabuk cevap vererek yine durumu dengeye getirmesini bildiler. Bu bölümde üçüncü periyot'un ortasında 7 sayılık farkla öne geçen Houston takımı oldu, tam maç yine Houston'a gidiyor derken Portland ayağa kalkan takım oldu ve üçüncü periyotun son bir buçuk dakikasına 16-2'lik bir seri ile 7 sayı önde girdiler ama bu sefer toparlanan Houston oldu ve 7-0'lık bir seri ile son periyota eşitlikle girmesini bildiler. Son periyotta son üç dakikaya başa baş giden maçta bu dakikadan sonra Outlaw ve Roy'un sayılarıyla denge Portland adına bozuldu ve maçı kazanmasını bilen taraf Portland oldu. Brandon Roy bu maçta 42 sayı ile kariyerinin ikinci playoff maçında gerçek bir yıldız oyuncu gibi oynayarak önemli bir başarıya imza attı. LaMarcus Aldridge 27 sayı 12 ribaunt'luk katkısında unutmamak lazım pota altında güçlü bir takım olan Houston karşısında Portland adına önemli bir koz oldu. Houston'da ise Yao Ming'in 11 sayı kaydebildiği maçta benchten gelen Von Wafer'ın 21 sayılık katkısı yeterli olmadı ve seride durum 1-1'e geldi. Bundan sonraki iki maç Houston sahasında oynanacak ve bence bu maçlardan Portland'ın galibiyet alması çok zor. Brandon Roy her gün böyle ekstra oynayamaz.
Denver Nuggets: 2 - New Orleans Hornets: 0
Cleveland'la beraber playoff'ların en rahat takımı herhalde şu an için Denver'dır. Kendi evinde geçen senenin flaş takımı New Orleans karşısında çok rahat iki galibiyet aldılar. Geçen sene Coach'una yılın koçu ödülünü kazandıran takımın bu sene oynadığı basketbol hiç ümit vermiyor. Geçen sene tıkır tıkır işleyen Chris Paul, David West ve Peja Stojakoviç üçlüsünde bir türlü yeterli verimi alamıyorlar. Gerçi sezon içerisinde takım ciddi sakatlıklar yaşaması takım olgusunu yeniden oturtmak adına büyük bir dezavantaj oldu ama bir önceki senede beraber oynayan takım o sıkıntıyı çabuk aşması gerekiyordu. İlk maça nazaran daha iyi olan David West yanında Chris Paul'un asistleri katkı yapmasına rağmen Tysun Chandler'dan pota altında yeterli verim alamayınca yine mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Bu maçta yüzdeli şut atan Stojakoviç'i de yeterince kullanamadılar. Denver'da ise yine Billups şov izledi maçı izleyenler. Adam iki maçta kullandığı 15 üçlük denemesinden 12'sinde isabet buldu. Bunun yanında takımı da çok iyi yönlendiriyor. Benchte olduğu zaman yerine giren J.R. Smith'te onun yokluğunu hiç aratmıyor. Denver şu anda oyun kurucu rotasyonu en iyi olan takımlarından biri olarak göze çarpıyor. Bu da Chris Paul'u fazlasıyla zorluyor. Ben yinede New Orleans'ın kendi evinde bir maçı kazanabileceğini düşünüyorum ama tur kesinlikle Denver'ın olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder